Kitab-ı Mukaddes’in tahrif edilmiş olduğunu savunan ve inanç, din, şeriat konularında güvenilmez olduğuna dair Müslümanlar arasında yaygın olan kanaat, günümüzün ehl-i kitap mensupları arasında önemli bir gerilim kaynağıdır. Bu popüler bir görüş olmasına rağmen, ilk dönem Müslüman âlimlerinin çoğu Kur'an-ı Kerim metninin bu husustaki manâsını tefsir ederken daha dikkatli davranmışlardır.
Osmanlı Türkçesi ya da Modern Türkçe’ye hatta her hangi bir dile çevrilen Kelâmullah önceki tercümelerden farklı gibi görülebilir, yani dili eskimiş tercümenin yerine yenisi hazırlanırsa yeni ifadeler eskisinden biraz değişik olur. Dil zamanla geliştiği için tercüme de değişmek zorundadır. Ancak anametin ve asıl anlam değişmez. Yüce Allah kendi Kelâmını koruyamaz mı?
İslam âlimi Prof. Dr. Adbullah Said eserinde, Kitab-ı Mukaddes'in değişmezliğini vurgulayıp manâ veya metin bakımından tahrif konusunda Kur'an-ı Kerim'de geçen ayetleri ve Taberi, Kurtubi, İbn Teymiyye ve Seyyid Kutup gibi ulemanın görüşlerini araştırmıştır. Günümüzdeki yaygın görüşlerine göre, Kur'an'in dilinde geçen “tahrif” gibi kelimelerden, vahyin maksatlı olarak çarpıtılması algılanmaktadır. Halbuki ilk dönem İslam âlimleri, Kur'an-ı Kerim'in bu konuya değinen ayetlerini daha değişik açılardan yorumlamışlardır. Bu alimlerin hemen hemen hepsi de Yahudi ve Hıristiyanlar tarafından yapılan tahrifin Kitab-ı Mukaddes'in eski çağ orijinal metinleri üzerinde değil, ayetlerinin manâlarını anlatırken yorum üzerinde yapıldığını belirtmişlerdir.
Kur'an-ı Kerim tahrifata atıfta bulunmakla birlikte, önceki kitaplara en derin saygıyı da göstermektedir. İlk dönem Müslümanları, Kitab-ı Mukaddes'e hassas bir bakış açısını benimsemişlerdi. Bu, kısmen Kur'an-ı Kerim'in yapısından kısmen de daha yerleşik olan Yahudilik ve Hıristiyanlık dinlerine cevap niteliğinde İslam’ın ve Kur'an-ı Kerim'in “haslığını” savunmak içindi.
Tarihsel araştırma eserinin yazarı Said ve birçok ulemaya göre, Tevrât, Zebûr ve İncil-i Şerif denilen yani günümüzdeki mevcut Kitab-ı Mukaddes'in eski çağ el yazmaları şeklinde bulunan anametni, Hz. Muhammed'in zamanından beri esasen değişmemiştir ve bu eserlere o günkü gibi günümüzde de saygı duyulmalıdır.
Haydi Kelâmullah'ı birlikte okuyalım. “Ot kurur, çiçek solar; fakat Allah’ın Kelâmı ebediyen durur” (Yeşaya 40:8).
Kaynak: Adbullah Said’in “The Charge of Distortion of Jewish and Christian Scriptures” (Yahudi ve Hıristiyan kitaplarının tahrif edildiği İthamı) adlı makalesinin özeti. Muslim World (2002) cilt:92, no:3-4, s. 419-436. Link: http://abdullahsaeed.org/article/charge-distortion-jewish-and-christian-scriptures.