Ali Bey kimdi?

Albertus Bobovius olarak da bilinen Wojciech Bobowski (okunuşu Voyçek Babofski), nam-ı diğer Ali Bey, o zamanlar Polonya-Litvanya Birliğinin sınırlarında bulunan Lwów (Ukrayna'nın Lviv) şehrinde doğmuştur. Doğum tarihinin genelde 1610 olarak belirtilse de bu tarihin 1622 civarı olması daha muhtemeldir. Henüz bir çocuk ya da delikanlıyken (1634 civarı) Tatar akıncılar tarafından tutsak edilir, İstanbul’da esir olarak satılır ve sünnet olup Ali ismini alır. Daha sonra Mekteb-i Enderun’a girer ve 20 yıl boyunca Topkapı Sarayı’nda müzisyen ve tercüman olarak çalışır. Musiki camiasında Santuri Ali Ufki diye tanınan Ali Bey, bir paşanın hizmetinde çalışırken Mısır’ı ziyaret eder ve 1657 dolaylarında özgürlüğünü kazanır. Kitabı Mukaddes’i (Tevrat, Zebur ve İncil'i) tercüme etmesi için Hollanda büyükelçisi Levin Warner tarafından 1662’de görevlendirilir.

       Ali Bey’in tercümesi günümüze kadar yayınlanan Kitabı Mukaddes'in Türkçe baskılarının tümünün temeli olmuş tur . El yazmasının çeviri taslağında tuttuğu notlara göre, Ali Bey bu işe 1662 Şubatında başlamış ve 1664 Aralığında çalışmasını bitirmiştir. Daha sonra 1665 yılında iki düzeltilmiş kopya çıkarılması için kendi teftişi ve idaresi altında yazmanlar tutmuştur. Bu düzeltilmiş el yazma kopyaları, Ali Bey’in taslağı ile birlikte Hollandalı Professör Jacob Golius’a gönderilmiştir. Bugün “kâtip kopyası” olarak adlandırılan bu el yazmalarından birinde Kitabı Mukaddes’in bütün kısımları vardır.  Diğeri ise Kitabı Mukaddes’in sadece bazı bölümlerini kapsamaktadır. 

       Ali Bey’in elinden çıkan el yazması taslağı ve kâtiplerin kopyaları Leiden Üniversitesi Kütüphanesi’ndeki “Warner Collection” arşivindedir. Tercümenin taslağı Codex Orientalis 390a-d; kütüphanenin izniyle bu sitede yayımlanmakta olan kâtip kopyası ise Cod. Or. 1101a-f; ve tam olmayan ikinci kâtip kopyası da Cod. Or. 1117a olarak numaralandırılmıştır. Ali Bey’in bizzat kendisinin temize çekmiş olduğu bir diğer kopya da Amsterdam’da bulunmaktadır.

       Sultan IV. Mehmet (Avcı Mehmet)’in Ali Bey'e bir at hediye ederek kendisini "şu düzgün konuşan, ağzı laf yapan Lehli Hâlim" (Ali) olarak nitelendirmiş olduğunu Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinden ögreniyoruz. Ancak yaygın inanışın aksine, padişahın kulu Ali'ye  Kitabı Mukaddes’in Türkçe’ye çevrilmesi için emir verdiğine dair maalesef hiçbir tarihsel kanıt bulunmamaktadır. Ali Bey, bu kutsal işi esaretten özgür kaldıktan sonra Hollanda büyükelçisinin hizmetindeyken yapmıştır. 

       Ali Bey’in tercümesi kendisi hayattayken kitap olarak basılamamıştır. Eserin Hollanda'da yayına hazırlanması tamamlanamadan önce çalışmayı mali olarak destekleyen Hollandalı tüccar Laurens de Geer vefat etmiş; dolayısıyla Ali Bey’in muhteşem el yazmaları 150 yıl boyunca Leiden arşivlerinde beklemiştir. En nihayetinde Türk dilleri uzmanı Fransız Profesör Jean-Daniel Kieffer tarafından tashih edilip İngiliz Kitabı Mukaddes Şirketince yayımlanmıştır. 1819’da tabedilen İncil-i Şerif ve 1827’deki Ahd-i Atik , Ali Bey’in eserinin aslına en sadık olanlarıdır. Ancak 1827’de tabedilen Ahd-i Cedid (İncil), yapılan düzeltmelerin çokluğundan ötürü 19. yüzyıl okuyucuları tarafından “Ali Bey’in" değil “Kieffer’in Kitabı Mukaddes’i” olarak adlandırılmıştır.

   Türkçe Kitabı Mukaddes Tercümelerinin Tarihçesi ’nden alıntıdır.

© Her hakkı mahfuzdur. Alıntılarda kaynak gösterilmesi rica olunur.